27 Ağustos 2017 Pazar

34 TL'YE İSTANBUL'DA YAPILACAK 34 ÖNERİ

34 TL'ye İstanbul'da Yapılacak 34 Öneri
 
sinema-keyfi

1.Pop Corn - Sinema Keyfi

İstanbul’da ucuza ve keyifli yapabileceğiniz aktivitelerden biri sinema günleridir. Yanında patlamış mısır ve kolanın eşlik edeceği bu etkinliğin size maliyeti 34 TL’den bile az.
 

sinema-yesilcam

2.Sinema ve Televizyon Müzesi’ni Gezin

Nostaljiye, Yeşilçam'a ya da sinemaya tutkun olanların seveceği müze, pazartesi hariç, haftanın her günü gezilebiliyor. Beyoğlu’nda Galatasaray Lisesi’nin yanındaki Yeni Camii Sokak’ta yer alan ve giriş ücretinin 10 TL olduğu bu müzeyi gezerken 24 TL kâr edebilirsiniz. Hatta öğrenciyseniz daha da çok kâr edebilirsiniz.

galata-kulesi

3.Galata Kulesi’nden İstanbul’u Seyredin

İstanbul’a tepeden bakmanın keyfini yaşabileceğiniz Galata Kulesi’ne çıkarken fotoğraf makinenizi yanınıza almayı unutmayın. Kulenin giriş ücreti 10 TL, cebinizde para kaldığına göre kulenin cafe ve restaurantında bir kahve içebilirsiniz.
 

sauq

4.Olmadı Kaçarız ile Eğlenin

Barsız konser alanı olan Olmadı Kaçarız alternatif müzik dinlemeyi sevenlerin yeni mekanı. Olmadıkacariz.net adresinde takvimlerini yayınlayan mekan Karaköy Külah’da. Yüzyüzeyken Konuşuruz, Yasemin Mori, Gaye Su AkyolBüyük Ev Ablukada gibi sevilen sanatçı ve gruplar sahne alıyor. Konser ücreti 30 TL.
 

kitap

5.Kadıköy ya da Beyoğlu Sahaflarında Hayatınızı Değiştirecek Kitabı Bulun

Kitap bir insanı mutlu eden en güzel araçtır. Siz de yaşanmışlıklarla dolu bir kitap satın alarak, kitabın ikinci hikâyesinin oluşmasına katkıda bulunun ve kendinizi mutlu edin.
 

modern

6.İstanbul Modern’de Sanat Turu Yapın

Güncel sanat etkinlikleri ve modern sanat tutkunlarının uğrak mekanı İstanbul Modern'de güncel sergileri gezmenin fiyatı 25 TL, indirimli 14 TL Perşembe günü gezerseniz ise ücretsiz.
 

mandabatmaz-taksim

7.Mandabatmaz’da Türk Kahve’si İçin

Sokağa taşan meşhur mekan Mandabatmaz'ın kahvesini içen bir daha başka yerde Türk kahvesi içemiyor. Telvesinin bol, lezzetinin şahane olduğu geleneksel lezzet Türk kahvesinin mekândaki fiyatı 5 TL.
 

fotograf-muzesi

8.Hilmi Nakipoğlu Fotoğraf Makineleri Müzesi’ni Keşfedin

Fotoğrafın tarihini keşfedebileceğiniz saklı müze Hilmi Nakipoğlu Fotoğraf Makineleri Müzesi'ni gezilebilirsiniz. Fotoğrafı ve fotoğraf makinelerini yaşam tarzı haline getirmiş, tutkununda ötesine taşımış bir koleksiyoner ve eğitim gönüllüsü olan Hilmi Nakipoğlu’nun Bakırköy’de açtığı müze, hafta içi her gün 09:00- 17:00 saatleri arasında gezebilirsiniz. Müzeyi gezmek ücretsizdir. Cebinizdeki 34 TL'yi enfes bir yemek yiyerek harcayabilirsiniz.
 

yerebatan

9.Yerebatan Sarnıcı’na gidin

İstanbul’un tarihi yapılarından diğer adı Bazilika Sarnıcı olan Yerebatan Sarnıcı İstanbul’da keşfedilmesi gereken yerler arasında yer alır. Bu tarihi yapıyı Sultanahmet turunuzda gezmeyi ihmal etmeyin. Müze sabah 09:00 akşam 19:00 saatleri arası açıktır. Giriş fiyatı öğrenci 5 TL, Tam 10 TL ve Yabancı Turist 20 TL'dir.
 

fasulye- tarihi-suleymeniye

10.Tarihi Sultanahmet Kuru Fasulyecisi’nde Kuru-Pilav Keyfi Yapın

Osmanlı ve Türk mutfağının vazgeçilmez tadı kuru fasulye yemeği, birçok asra tanıklık ederek günümüzün lezzetlerinden olmuştur. Sultanahmet turunuzun ilk etabını bitirdiğinizde cebinizde kalan parayla bu geleneksel lezzeti, yanında turşuyla yemelisiniz.
 

gulhane-parki

11.Gülhane Parkı’nda Keyif Çayı İçin

Eskiden Topkapı Sarayı ’nın “Has Bahçe” lerinden biri olan ulu ağaçlar, güller, laleler, bin bir çiçeklerle süslü Gülhane Parkı İstanbul'un en güzel köşelerinden biri. İstanbul'da yaşıyıp hala Gülhane Parkı'nı gezmediyseniz ve içinde oturup bir çay içmediyseniz ayıp etmişsiniz demektir. Enfes İstanbul manzarasına karşı semaver çayınızı söyleyin ve bu büyülü manzaranın tadını çıkarın.
 

cicek

12.Nişantaşı Vali Konağı Caddesi'nde Sokak Çiçekçisinden Çiçek Alın

Birilerini mutlu etmenin en güzel yolu sürprizler yapmak. Bazen bu tarz sürpizleri kendinize bile yapmalısınız. Mesela bugün kendinizi şımarttın ve Nişantaşı'nda gezerken sokak çiçekçisinde durup kendinize bir buket çiçek alın.
 

ayakkabi-cikolata

13. Meşhur Beyoğlu Çikolatası'nı Tadın

Taksim, İstanbul'un en hızlı akan semtlerinden. Milyonlarca yabancı turiste, eşsiz sokak müzisyenlerine ev sahipliği yapan Taksim'e gelip de yemeden dönmememiz gereken ne var? Sorunuza cevabımız tabi ki, Beyoğlu Çikolatacısı'nda çikolata.
İstanbul'da yapılacaklar listeminizin de gözdesidir. Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım.
 

alisveris

14.Alışveriş Yaparak Kendinizi Mutlu Edin

İstanbul’da sezonda mağazaları gezip, çok pahalı diyerek alamadığınız kıyafetlere alternatif ucuz alışveriş dükkânlarını öneriyoruz. 34 TL’ye buradan kendinizi yenileyerek çıkabilirsiniz.
 

kizkulesi

15.Kız Kulesi’ni gezin

Tarihi Kız Kulesi İstanbul'un eşsiz güzelliklerinden biridir. İstanbul Boğaz’nın girişindeki kayalık üzerine kurulmuş bu görkemli yapı çeşitli efsanelere konu olmuştur. Küçük bir ada üzerine inşa edilmiş Üsküdar’ın sembolü haline gelen Kız Kules'ni gezmenin bedeli 34 TL'den daha az!
 

7gr-coffee

16.İstanbul'un 3.Dalga Kahvecilerinden Birinde Kahve İçin

 Birbirinden lezzetli kahve çeşitlerini sevimli ve kolektif bir dükkânda sunan butik kahve duraklarında bir latte ya da yöresel kahve deneyin.
 

17.Arkadaşlarınızla Evden Kaçış Oyunu Oynayın

Son zamanların popüler oyunu Evden Kaçış artık pek çok alternatif oyun evleriyle bizlere değişik bir deneyim yaşatıyor. Taksim, Kadıköy gibi popüler semtlerde açılan bu evlerden birine 5 kişi olarak giderseniz, 4 TL’niz cebinizde kalır.
 

pera-muze

18.Pera Müzesi’ni Gezip Kahve Molası Verin

İstanbul'da yapılacak şeylerden bir tanesi de galeri ve müzeleri gezmek. Pera Müzesi hem mimarı yönden hem de güncel ve süreli sergileriyle gezilip görülmesi gereken önemli müzelerden. Giriş ücreti 15 TL.
 

tango

19.İstanbul’da Milonga Gecesine Katılın

Tango müziğini dinlemek kadar tango dansını yapmak da zevklidir. Çoğu dans kursunun düzenlediği Milonga geceleri hem sizin için değişik bir deneyim hem de eğlenceli bir aktivite olacak. Bu gecelerin giriş ücreti 20 TL.
 

idt-prefosyonel

20.Kültür -Sanat’a Doymak için Tiyatro'ya Gidin

İstanbul Devlet Tiyatro oyunları ve alternatif tiyatrolarının sezonu olan kış aylarında siz de sanatın kucağına kendinizi bırakın ve başarılı yapıtları sahnede canlı olarak izleyin.
 

sulati-dunyasi

21.Sualtı Akvaryumu Gezin

Sualtının ilginç yaratıklarını sualtı parklarında gezerek keşfedebilirsiniz. Tehlikeli köpek balıkları, ahtapot ve vatoz balığı gibi ürkütücü sualtı canlılarına eminiz  hiç bu kadar yakın olmamışsınızdır.
 

uc-boyutlu-gozluk

22.Üç boyutlu sinema keyfi yapın

Üç boyutlu hatta 4D, 5D, 6D gibi sinema salonlarında gerçeğe yakın filmler izleyin. Özel gözlüklerle izlediğiniz bu ilginç film deneyimini muhakkak yaşayın.
 

munchies

23.Munchies’de tatlı bir kahvaltı edin

Son zamanların en popüler kahvaltı mekânlarından biri Munchies’de tatlı bir kahvaltı etmenin bedeli 25 TL. Siz de burası bu kadar popülerken lezzetlerini deneyin. Moda’da yer alan mekânın pancakelerinin lezzetinin de meşhur olduğunu duyduk.
 

bogaz-turu

24.Boğaz turu yapın

İstanbul’un tadı en güzel denizde çıkar. Deniz kokusuna doya doya Ortaköy ve ya Eminönü’nden boğaz turu yapmanın bedeli 12 TL.
 

hamam

25.Hamam Keyfi

Belki tarihi bir hamam olmaz bu ama semtinizde bulunan ya da çok popüler olmayan bir semtte yer alan hamamlarda keyif yapmanın bedeli 34 TL’den bile az.
 


gulluoglu-baklava

26.Baklava yiyin

Karaköy’ün tatlı mekânı Güllüoğlu’nda baklava yiyin. Lezzetinin tarifi olmayan Güllüoğlu Baklavalarının tadına baktından sonra Karaköy turu atabilirsiniz. Türkiye'nin baklava dışında geleneksel tatlılarını merak ediyorsanız bu yazımız hoşunuza gidecek.
 

nargile

27.Nargile için

Geleneksel bir adet olan nargilenin zararının farkındayız ama bir kerelik keyif yapma hakkınız var. Kaç kere dünyaya geleceğiz değil mi? Arasta Bazaar’ın meşhur nargilesinin tadını çıkarın. Nargilenin fiyatı yaklaşık 15 TL.
 

orhan-pamuk

28.Masumiyet Müzesi’ni gezin

Orhan Pamuk’un romanı Masumiyet Müzesi’nin betimlendiği müzeyi kitabını okuduktan onra gezmenizi tavsiye ederiz. Giriş ücreti 15 TL kitabı 23 TL.
 

beykoz

29.Beykoz Korusu’nu gezin

İstanbul Boğazı'na hakim bir noktada bulunan Beykoz Korusu’nun sosyal tesislerinde lezzetli bir yemek yiyin. Hem de Boğaza nazır bu koruluğun Fransız bahçe mimarisinin tadını çıkarın.
 

30.Galata Muhalebisi yiyin

muhallebi
Nişantaşı’nda yer alan Galata Muhalebici’sinin muhallebisinin tadına bakın. Arka bahçesinde hava alarak yiyebileceğiniz farklı tatlı ve yemekleri mevcut. Muhallebisinin fiyatı 7.50 TL.
 

bisiklet

31.Bisiklete binin

Caddebostan Sahil’den başlayarak Kartal sahiline kadar bisiklet turu yapabilirsiniz. İstanbul Belediyesi’nin başlattığı İsbike, akıllı bisikletlerle şehri 1 saat turlamanın bedeli 2 TL.
 

cengelkoy

32.Bebek’ten Çengelköy’e tur atın

Bebek sahilinden başlayan yolculuğunuzu Çengelköy vapuruyla karşıya geçerek çay bahçesinde poğaça çay ikilisinin yiyerek tamamlayabilirsiniz.
 

ataturk-arboretumu

33.Atatürk Arboretumu’nu gezin

İstanbul’un yeşilliğinin tadını doğa manzarasıyla çıkarın. Sarıyer Bahçeköy’de yer alan doğa harikası Arboretumu muhakkak gezmenizi tavsiye ediyoruz. Yanınıza makinanızı almayı unutmayın. Hafta İçi Giriş Ücreti: 5 – 7 TL. Hafta sonları ise; Öğrenci: 5 – Normal: 10 TL.
 

moda

34.Moda sahilinde piknik yapın

Anadolu Yakası’nın kültür sanat semti Moda’nın sahilinin tadını kitap ve ufak atıştırmalıklarla yapacağınız piknik keyfiyle çıkarabilirsiniz. Yaz ayında çay ve kitabınız, Kış ayındaysa sıcak sahlepinizle kitap keyfi yapabilirsiniz.
 
Kaynak: http://www.istanbul.com/tadini-cikar/34tlye-istanbulda-yapilacak-34-oneri.html

AŞK BİTEBİLİR, SEVGİ ASLA

sevgiliden ayrılma kararı ile ilgili görsel sonucuİnternette gezinirken bir yazı okudum. Yazıyı yazanı da bilmiyorum, gerçek olup olmadığını da bilmiyorum. Ama sevgiye dair, güzel bir yazıydı. Her evlilikte, her uzun süreli ilişkilerde hemen hemen herkesin başına gelen heyecanın kalmaması ve hazin ayrılık kararı. İlişkinizde heyecanın bitmesi demek karşındaki kişinin sizi sevmediği anlamına gelmiyor. 

İlişkiyi ayakta tutmak adına saçma sapan ayrı tatiller, ayrı vakit geçirmeler, kendimle kalmalıyım triplerine girmeden önce hayatınızda o kişinin yerine, değerine, yaşadığınız ve paylaştığınız güzel anlara geri dönün. Bu kısacık yolculuk yıllarca birlikte temelini attığınız inşaatınızı kurtaracaktır. Acele kararlar almamalı ve ayrılık kararı her iki tarafa da iyi gelecekse verilmelidir.

Unutmamalı ki tek sayıların ilişkilerdeki tehlikesi yadsınamaz bir gerçek. Aşkın ömrü üç yıldır diyenlere katılmamak mümkün değil, çünkü heyecan üç yılın içerisinde bitiyor ister istemez. İşte o üç, beş ve yedi yılı tamamladıysanız acele karar vermeyin ve bir kez daha birbirinize şans tanıyın. 
Sevgiyle...

NOT: Yazıyı altta paylaşıyorum.

                                                          ÇİÇEĞİN PEŞİNDE

Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı… Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı.
Eşimin bir zamanlar çok sevdiğim bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu. İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.
Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum. Şaşkınlıktan gözleri açılarak ‘niye?’ diye sordu. ‘Gerçekten belli bir sebebi yok’ dedim, ‘sadece yoruldum.’ Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim.
Ondan ne bekleyebilirdim ki! Sonunda sordu: ‘seni caydırmak için ne yapabilirim?’ Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu. ‘İşte mesele tam da bu’ dedim. ‘Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.’ ‘Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl’olacak.
Bunu benim için yapar mısın?’ Yüzümü dikkatle inceledi ve ‘Sana bunun cevabını yarın vereceğim’ dedi. Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu. Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı. ‘Sevgilim’ diye başlıyordu, ‘O çiçeği senin için koparmazdım’ Kalbim yine kırılmıştı.
Okumaya devam ettim.
‘Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.’ ‘Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.’ ‘Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.’ ‘ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var.’ ‘Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.’ ‘Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında görülmesini istemediğin beyaz telleri ayıklayabilme merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.’ ‘Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.’ Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu. Göz yaşlarım mektuba düşüyordu. ‘Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.’ Koşarak kapıyı açtım.
Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi. Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim. Bu gerçek aşktı. İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz. Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil… Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz…
Ama hep oralarda bir yerdedir. Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır. Hayat tam da böyle bir şeydir.
Kaynak : http://www.sanalsosyal.com/cicegin-pesinde/

24 Ağustos 2017 Perşembe

PANİK BOZUKLUĞU - PANİK ATAK


PANİK ATAK ile ilgili görsel sonucu

Panik atak nedir?

Ani başlayan, 10 dakikada en yüksek düzeye çıkan, yoğun korku ya da rahatsızlık duyma dönemidir.
Panik ataklar aşağıdaki belirtilerden dört veya daha fazlasının aynı anda olması ile karakterizedir; 
1. Çarpıntı, kalp atımlarının duyumsanması,
2. Terleme,
3. Titreme ya da sarsılma,
4. Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma,
5. Soluğun kesilmesi,
6. Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi,
7. Bulantı ya da karın ağrısı,
8. Baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma,
9. Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme,
10. Kontrolünü kaybetme korkusu,
11. Ölüm korkusu,
12. Uyuşma ya da karıncalanma,
13. Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları,
Birçok ruhsal ve bedensel rahatsızlık panik atağa ve benzeri şikayetlere sebep olmaktadır. Bu nedenle kendisinde panik atak belirtileri olduğunu düşünen bir kişinin yanlış tedavi alma riskinin oluşmaması (kalp krizi geçireceklerini, felç olabileceklerini, kontrolü kaybedeceklerini…) için öncelikle bir hekim tarafından değerlendirilerek rahatsızlığının panik bozukluk olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.

Panik ataklar nasıl oluşur?

Korku bize tehlikeli durumlarda avantaj sağlayan hayatımızı devam ettirebilmemiz için gerekli bir duygudur. Örneğin karşımıza bir hayvan çıktığında (köpek, kedi…) korkarız. Sonra vücudumuzda sempatik sistem adı verilen tehlikeli durumlarda alarm veren ve sorunla savaşmak ya da bu durumdan kaçmak için sistem devreye girer. Sonra;
1. Hızlı nefes alıp vermeye başlarız: Bu da nefesimiz daralıyor ya da boğuluyormuş, soluğumuz kesiliyormuş gibi hissetmemize, göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissine neden olabilir.
2. Kalp atışlarımız hızlanır: Çarpıntı hissedebiliriz ya da kalp atımlarımızı duyumsayabiliriz.
3. Kan basıncımız artar ve kalbimiz özellikle kaslarımıza bol miktarda kan pompalar: Terleme, titreme ya da sarsılma, ateş basması hissederiz.
4. Derimize daha az kan pompalanır: Uyuşma ya da karıncalanma hissetmemize yol açabilir.
5. Sindirim sistemimize daha az kan pompalanır: Bulantı ya da karın ağrısı hissedebiliriz.
6. Kanımızdaki oksijen artar karbondioksit azalır ve beyin kan sirkülasyonu değişir: Kendimizi ya da çevremizi değişmiş, tuhaf ve farklı hissetmemize, kontrolümüzü kaybedebileceğimiz korkusunun oluşmasına neden olabilir.

Panik bozukluk hastalığının görülme sıklığı nedir?

Yapılan epidemiyolojik araştırmalarda, panik bozukluğunun yaşam boyu yaygınlığı, %1.5-3.5 olarak bulunmuştur. Panik bozukluğu daha sıklıkla genç erişkinlik döneminde başlar. Başlangıç yaşı daha çok 20’li yaşlar olmakla birlikte, yaşamın herhangi döneminde de başlayabilir. Panik bozukluğu kadınlarda, erkeklere göre yaklaşık iki kat sıklıkta görülmektedir.

Panik bozukluk nasıl oluşur?

Kişinin yaşamış olduğu panik atakların hoş olmayan bedensel duyumlara neden olması ve yanlış yorumlanması sonucunda, tekrar yaşanmasına yönelik korku hali yaşar ve kişi tetikte olma haline bürünür (beklenti anksiyetesi). Bedensel duyumlarına daha da dikkat etmeye, onları izlemeye başlar. Benzer duyumları hissetmeye başladığında kendisini rahatlatmak için çeşitli yollar geliştirmeye çalışır. Hastaneye gidebilir, ilaç kullanabilir… Bu tür davranışlar kişinin kaçma davranışına sebebiyet verir. Panik atağın panik bozukluğa dönmesine sebebiyet verir. Panik bozukluğu olan kişilerin strese karşı aşırı duyarlı olduğu düşünülmektedir.

Bedensel panik atak hangi durumlarda tetiklenir?

  • Zayıf beslenme alışkanlıkları, düzensiz beslenme ve katı diyetler sonucunda ortaya çıkabilecek değişken kan şekeri düzeyi, atakları tetikleyebilir.
  • Aşırı sık nefes alıp verme panik belirtilerini başlatır. Stres altındayken nefes farkına varmadan sıklaşır.
  • Sindirim sorunları ve besin alerjileri paniğe sebep olabilir.
  • Antidepresan ilaçlar özellikle kullanımına başlanan ilk hafta panik atakları ortaya çıkarabilir.
  • Kafein, sigara, alkol ve bazı uyuşturucular (LSD, esrar ve kokain gibi) panik ataklara sebep olabilirler.
  • Sakinleştirici etkisi olan herhangi bir ilacı ani olarak bırakmak panik atağın ortaya çıkmasına yol açabilir.
  • Amfetamin, kortizon ve astım tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da panik atakları tetikleyebilir.
  • Denge, koordinasyon, işitme ve görme zorlukları kişinin stres düzeyini artırarak panik ve agorafobiyi tetikleyebilir.
  • Bedensel ağrılar panik atağı tetikleyebilir.

Panik bozukluk hastalığı tedavi edilmediği takdirde seyri ne olur?

Panik bozukluk hastalığı erken dönemde saptanıp tedavi edilmediği takdirde hastada, depresyona ve alkol-madde kullanımına yol açabilir.

Agorafobi nedir?

Belirli yerleri ve durumları atak geçirmekle ilişkilendirmeye başlayabilirsiniz. Bir diğer atağı önlemek amacıyla daha önceki atakların meydana geldiği yerlerde bulunmaktan kaçınabilirsiniz. Ama bu günlük hayatınıza gittikçe daha fazla kısıtlama getirmeye başlar ve atak geçirmeniz halinde yardım alamayacağınızı düşünerek evde yalnız kalmaktan, hemen kaçılamayacak sinema, asansör gibi kapalı yerlere girmekten, tek başınıza sokağa çıkmaktan kaçınır hale gelebilirsiniz.

Panik bozukluk tedavisi mümkün müdür?

Panik bozukluğu, tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Panik bozukluğun tedavisinde etkili bulunan ilaçlar vardır. Bu tedaviler için bir psikiyatristten destek almak uygun olacaktır. Ancak ilaç tedavisi etkili olmakla birlikte tedavi bittikten sonra şikayetler tekrarlayabilir. Bu nedenle ilaç kullanılsa bile kognitif-davranışçı terapi önerilmektedir.
Panik bozukluk ve agorafobi tedavisinde kognitif-davranışçı tedavinin etkinliğini araştıran birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucu kognitif-davranışçı terapiler oldukça etkili bulunmuştur (%75- 90).
Panik bozukluk hastalığının tedavisinde, stres kontrolünün sağlanması önemli bir aşamadır. Bu amaçla geliştirilen; Neurobiofeedback tekniği (kendi beyin dalgalarını görerek stresini kontrol etmeyi öğrenme) kullanılmaktadır. Nörobiyogeribildirim uygulaması bedensel tepkileri anlama ve bunların üstesinden gelmeye yardımcı olur.
Kaynak : http://www.npistanbul.com/tr/sayfa/panik-bozuklugu-panik-atak

BİPOLAR BOZUKLUK


BİPOLAR BOZUKLUK NEDİR?
Manik Depresif Bozukluk veya Manik Depresyon adıyla da bilinen Bipolar Bozukluk, riskli davranışlar nedeniyle ilişkilere ve kariyere zarar veren, tedavi edilmediği takdirde intihar yoluyla ölüme yol açabilen, ciddi bir psikiyatrik hastalıktır.
BİPOLAR BOZUKLUK BELİRTİLERİ NELERDİR?
Bipolar bozuklukta, ruh halinde dönemsel değişiklikler yaşanır. ‘Manik’ terimi hastanın aşırı hareketli, enerjik, konuşkan, umursamaz, kendini güçlü hissettiği bir dönemi tanımlar. Bu dönemde günlerce süren uykusuzluk, aşırı hareketlilik, durdurulamayan konuşma, sinirlilik, agresif davranış, çok fazla ve gereksiz alışveriş yapma en sık görülen belirtilerdir. Manik dönemlerda bazı hastalar yaratıcılıklarının arttığını, işlerinin harika gittiğini belirterek tedaviyi reddedebilirler. Ancak hastalık ilerledikçe sonuçlar çok dramatik olabilir ve felaketle sonuçlanabilir. Kişi umursamaz davranışlarda bulunabilir, aşırı para harcayabilir. Dürtüsel şekilde alınan riskli kararlar, davranışlar (uygunsuz iş anlaşmaları, alım/satım vb.), kişiliğine uygun olmayan şekilde rastgele cinsel ilişkiye girmesi hasta ve ailesi için finansal ve sağlık riskleri oluşturabilir.
Hastalığın diğer döneminde de bir öncekine tamamen zıt olan ruh hali görülür. ‘Depresyon’ olarak tanımlanan bu dönemde üzüntü, ağlama, değersizlik/suçluluk hissi, enerji kaybı, haz kaybı, uyku problemleri ortaya çıkabilir. Depresif dönemler de aynı derecede tehlike taşıyabilir ve kişi intihar girişiminde bulunabilir.  
Bu rahatsızlığa sahip olmak kimsenin suçu ya da hatası değildir.
BİPOLAR BOZUKLUĞA KİMLER YAKALANIR?
Bipolar bozukluk genellikle 15-24 yaş arasında görülür ve sıklıkla yaşam boyunca sürer. Her yaşta görülebilir (7'den 77'ye) ama en sık 20'li yaşların başında başlar. Her 100 kişiden 1-2'sinde görülür. Tüm dünyada benzer sıklıkta görülmektedir. Kadın-erkek arasında görülme sıklığı açısından fark yoktur. Çocuklarda ve 65 yaş üstünde nadiren yeni teşhis edilmiş mani görülür.
ÇOCUKLARDA BİPOLAR BOZUKLUK
Her ne kadar bipolar bozukluk gençlerde ve genç yetişkinlerde daha yaygın olsa da 6 yaşındaki çocuklarda ve daha büyüklerde de zaman zaman görülmektedir.  Semptomların çoğu dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile veya davranış bozukluklarıyla, hatta normal, çocukça davranışlarla benzer olduğundan, küçük çocuklarda bipolar teşhisi çok zordur. Problemlerden biri, DEHB için kullanılan ilaçların maniyi DEHB olan çocuklarda tetiklemesidir. Küçük çocuklarda bipolar bozuklukta mani dönemi daha şiddetli olabilir; psikotik semptomlara, olmayan şeyleri görmeye ve duymaya daha yatkındırlar. Depresif dönemde ağrı, acı gibi fiziksel semptomlardan yakınmaları olasıdır. Bipolar bozukluğu olan çocuklar ve yetişkinler arasındaki en kayda değer farklardan biri, bipolar bozukluğun çocuklarda çok daha hızlı evre değiştirmesidir. Yetişkinlerde manik ve depresif dönemler haftalar, aylar hatta yıllar sürerken, çocuklarda bir gün içinde gerçekleşebilir.
BİPOLAR BOZUKLUK GENETİK MİDİR?
Hastalıkta genetik yatkınlık önemli bir risk olarak görülmektedir. Akrabalarının hiçbirinde bipolar bozukluk olmayanlarda hastalık görülme olasılığı %1-2 iken, birinci dereceden akrabasında (anne-baba veya kardeşlerinde) bipolar bozukluk olanlarda hastalığın görülme sıklığı %7-8'e yükselmektedir. Tek yumurta ikizlerinden birinde bipolar bozukluk varsa diğer ikizde hastalık görülme olasılığı %45-60’a kadar yükselmektedir.
BİPOLAR BOZUKLUĞUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Hastalığın iki birbirine zıt evresi vardır:
1)    Bipolar mani veya hipomani  
  • Yersiz/aşırı neşe hali, ya da öfke/sinirlilik/agresyon,
  • Aşırı konuşma, konudan konuya atlama,
  • Düşüncelerde hızlanma,   
  • Abartılı özsaygı, 
  • Alışılmışın dışında enerji, daha az uyku ihtiyacı,
  • İmpulsivite, düşüncesizce doyuma ulaşma isteği, (alışveriş çılgınlığı, ani seyahatler, aşırı ve bazen rastgele seks, yüksek riskli iş yatırımları, hızlı araba kullanma)
2)    Bipolar depresyon  
  • Depresif ruh hali ve düşük özsaygı,
  • Her zamanki aktivitelere karşı ilgi veya haz eksikliği,
  • Düşük enerji seviyesi,
  • Üzüntü, yalnızlık, çaresizlik, suçluluk duygusu,
  • Yavaş konuşma, yorgunluk ve zayıf koordinasyon,
  • Uykusuzluk veya aşırı uyuma,
  • İntihar düşüncesi, girişimi,
  • Düşük konsantrasyon,
BİPOLAR BOZUKLUKTA TANI NASIL KONUR?
Psikiyatrik muayene ve ayrıntılı taramadan sonra doktorunuz işaretleri ve belirtileri değerlendirir. Ayrıca kişisel tıbbi geçmişiniz ve aile geçmişiniz de gözden geçirilecektir. Ayrıca doktorunuz, coşkun olduğunuz zamanları teşhis edebilmek için aile üyeleriyle de konuşmak isteyebilir. Ruh halini etkileyebilecek diğer ciddi hastalıkları araştırmak için laboratuvar testleri yapılır. Beyin fizyolojisini değerlendirmek için bilgisayarlı Elektroensefalografi (QEEG) çekilir. Şüpheli durumlarda beyin MR ı da yapılabilir.
BİPOLAR BOZUKLUKTA NE ZAMAN HASTANEYE YATIŞ GEREKİR?
Hastalığın manik ya da depresif atak döneminde olan hasta; belirtilerin çok şiddetli olduğu durumda, riskli davranışlarının, intihar düşüncesinin girişimle sonuçlanmaması ya da saldırgan davranışlarının yatıştırılması amacıyla hastaneye yatırılır. Bipolar bozukluğu olanların yaklaşık %90'ı yaşamları boyunca en azından bir kez, üçte ikisi de iki kez veya daha fazla hastaneye yatırılmıştır.
BİPOLAR BOZUKLUĞUN NEDENLERİ:
BİPOLAR BOZUKLUĞUN BİYOLOJİK YÖNÜ NEDİR?
Bipolar bozukluk, şeker ya da kalp hastalığı gibi tıbbi bir hastalıktır. Beyindeki kimyasal maddeler, bir beyin hücresinden diğerine iletiler taşır. Beyin hücreleri arasında iletilerin doğru bir şekilde taşınması kişinin düşünce, duygu durum, davranış, hafıza ve öğrenme kapasitesini etkiler. Hastalığın ortaya çıkış nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, beyin kimyasındaki / sinyal iletimindeki düzensizliğin önemli bir etmen olduğu düşünülmektedir.  
HASTALIĞIN PSİKOLOJİK YÖNÜ VE PSİKOTERAPİNİN TEDAVİDEKİ ROLÜ NEDİR?
Hastalığın oluşumunda ya da atakların tekrarlamasında kişinin bireysel psikolojik yapısındaki güçlükleri, aile içi iletişim sorunları/çatışmalar/kutuplaşmalar, ebeveyn tutumları gibi etmenlerin de ciddi risk oluşturduğu bilinmektedir. Bu nedenle Bipolar bozukluğun tedavisi sadece ilaç tedavisi ile sınırlı olmayıp aynı zamanda psikoterapötik yaklaşımı da içermektedir. Psikoterapi bireysel olarak hasta ile, hasta ailesi ile ve grup terapisi uygulamalarını kapsamaktadır.
Bipolar bozuklukla başa çıkabilmek, hastalıkla birlikte yaşamayı, yaşam kalitesini en üst düzeyde tutmayı başarmak tedavinin en önemli parçasıdır. Psikoterapötik yaklaşımla hasta ve ailesinin hastalık hakkında bilinçlenmesi, hatalı tutumların düzeltilmesi, hastanın düşünce ve davranışlarının düzenlenmesi sağlanır. Örneğin; manik ve depresif dönemleri tetikleyen stres etmenlerini fark etmeleri ve bunlarla başa çıkma konusundaki çalışmalar hedeflerden biridir. Kullanılan terapi tekniklerinden biri olan Bilişsel Davranışçı Psikoterapi yaklaşımı ile hastanın depresif ve yükselmiş duygu durumlar sırasında ortaya çıkan çarpık düşünce ve inançları tanımlaması ve bunların düzeltilmesi de bir diğer önemli çalışma alanıdır.
BİPOLAR BOZUKLUK NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Tedavinin akut tedavi ve koruyucu tedavi olmak üzere iki basamağı vardır. Akut tedavi hastalık belirtileri başladığı sırada, belirtileri mümkün olduğunca hızla yatıştırmak için uygulanır. Bu dönem hastanede yatarak tedaviyi de gerektirebilir. Koruyucu tedavi ise yeniden hastalanmayı engelleme amacı taşır. Akut tedavide öncelik hastanın ve çevresinin güvenliğinin sağlanması, intihar riski varsa önlenmesi, tanının netleştirilmesi, mani döneminde sakinlik verecek, depresyon döneminde ise ruhsal kalkınma sağlayacak tedavinin etkili ve güvenli biçimde uygulanmasıdır.
Biyolojik tedavide ilk adım ilaç tedavisidir. Ancak hastalık şiddetli, kişinin intihar riski var, daha önce ilaç tedavilerine bilinen direnç varsa Elektrokonvulsif tedavi (EKT) de ilk adımda uygulanabilir. Yeni ilaçların kullanılır hale gelmesi ile EKT'ye ihtiyaç oranı azalmıştır ancak hala çok sayıdaki hasta için EKT en etkili tedavidir. Bazı olgularda ilaçlara yanıt yetersizdir, kimilerinde ilaçlar yan etkileri sebebiyle istenilen doza çıkılamaz, bazı durumlarda ise hastanın intihar riskinin bulunması gibi sebeplerle ancak EKT’ nin sağlayabileceği hızlı düzelme elde edilmek istenir. Modern anestezi teknikleri ile günümüzde EKT daha da güvenilir hale gelmiştir. Filmlerde görülen EKT sahneleri ya da elektrikli sandalye görüntüleri ile gerçek EKT uygulamasının hiçbir benzer yönü yoktur. EKT ağrılı değildir, hasta için ceza değildir. EKT uygulanmış çoğu hasta, dişçi koltuğuna oturmayı EKT'den daha stresli bulmuşlardır.
EKT (Elektro Konvülsif Tedavi)
BİPOLAR BOZUKLUKTA TMU UYGULANABİLİR Mİ?
TMU'da saçlı kafa derisinin üzerine elektro manyetik bir bobin aracılığıyla beynin elektriksel aktivitesini düzenlemeye yönelik bir tedavidir. Dışarıdan güçlü ama kısa bir manyetik alan oluşturarak tedavi etkisini oluşturur. Beyinde hedeflenen alanda "nöronal depolarizasyon" dediğimiz değişimi sağlar ve yeterli çalışmayan doğal süreçlerini harekete geçirir. EKT beyine doğrudan elektrik akımı verilerek uygulanır, bu sebeple EKT'nin hastane ortamında ve genel anestezi altında yapılması gereklidir. TMU tedavisi ise ayaktan uygulanabilir, anestezi ya da analjezik gerektirmez. Çoğu kez hasta hafif baş ağrısı ve uyarım uygulanan yerde hafif bir rahatsızlık dışında herhangi bir olumsuz etki hissetmez. Çok nadir vakalarda epileptik nöbet izlenebilir. Bu durumda tedavi kesilir. Nöbet riski olan kişiler tedavi öncesi rutin olarak çekilen EEG ile tespit edilip tedaviye alınmazlar.
Tedavi süresi ve sayısı hastanın bireysel ihtiyacına göre belirlenir. Bir kür genellikle 20 seanstan oluşur. 5-30 dakika süre ile belirlenen frekans ve şiddette ritmik uygulama yapılır. Bipolar bozukluğun depresyon döneminde etkili bir tedavidir. Ancak hipomani döneminde ve EKT uygulanmasına engel durum olan mani dönemlerinde de yardımcı tedavi olarak farklı parametrelerle kullanılabilir.

Manyetik Uyarım Tedavisi (tTMU - Tekrarlayan Manyetik Uyarım)

AYRINTILI BİLGİ İÇİN

Kaynak : http://www.npistanbul.com/tr/sayfa/bipolar-bozukluk-manik-depresif-hastalik-iki-uclu-bozukluk