28 Şubat 2020 Cuma

ÖZEL OKULCULUK NEREYE GİDİYOR?


Yaşanan krizler, dünya gündemi ve kaoslar malum. Ancak eğitim konusu önemli. Sadece para kazanmak için eğitimden anlamayan iki üç inşaatçının, yatırımcının toplanıp okul kurması yada devir alması ve bunu hiç profesyonelce analiz yapmadan , doğrudan yönetmeye çalışması sonucu bir çok özel okulda eğitim verilemez hale geldi. Öğretmen maaşları verilmedi, emek sömürüsü yapıldı ve bununla kalmayıp hem veli dolandırıldı hem de öğrencinin eğitim hakkı elinden alındı. Okulun genel müdürünü eğitimden anlayan eğitim kökenli birini dahi koysan eğer işin finansal kısmını yönetemiyorsan ya da finansal kısmına gerçekten bu işi anlayan biri görevlendirilmiyor ise o okul her zaman batmaya muhtaçtır. Çok üzgünüm ki hem öğretmen, hem idareci, hem veli hem de öğrenci en çok yarayı alacak kişiler olacaktır. Veli ücretini ödediği ve hayalini kurduğu eğitimi öğrencisine aldıramamış olacak, öğrenci belkide çok sevdiği okulundan arkadaşlarından ayrılmak zorunda kalacak ki psikolojik olarak en çok etkilenecekler-den biri öğrenci olacak. Öğretmenler ve idareciler ise işsiz kalacak. Zaten geçimin zor olduğu bir dönemde mesleklerinden de soğumuş olacaklar. İdareciler yanlış yönetiminin kurbanı olacak ve isimleri camiada bilinir bilinmez kötü şekilde yönetti, yapamadı şeklinde anılmaya başlayacak. Peki bu kurumları kuran amatör, zengin yatırımcılara neler olacak diye düşünürseniz cevabı çok açık. Şirket konkordato ya da iflasını verecek başka bir paravan şirket üzerinden kendini kurtaracak açılan mahkemelere de ben iflasımı verdim yapacak bir şeyim yok deyip sıyrılacak bu işin içinden. Keza bir çok örneğini geçtiğimiz yıllarda gözlerimizle gördük.
Peki özel okullara bu kadar devlet desteği verilirken ne oldu da bu hale düştüler diye sorduğumuzda aslında karşımıza çok net bir tablo çıkıyor. Destek verildi ancak kontrollü açılmadılar ya da doğru denetlenmediler. Peki her yatırımcı açmalı mıydı bu özel okulları yada devir almalı mıydı. Tabi ki hayır. Öncelikle vizyonu olmayan bir yatırımcının okul açma fikri bile engellenmeliydi. En az beş yıl bir okulu döndürecek şekilde öğretmen maaşları, faturalar, kira bedelleri teminatları bankalarda devlet gözetiminde tutulmalı, profesyonel ekiplerle çalışmaları sağlanmalı ki sektördeki bu kara lekeler bir daha yaşanmasın.
Şu anda bir çok veli özel okul seçerken çok daha temkinli olmalı ,kime ait, kimden finansal gelir sağlanıyor, vakfa mı bağlı, hangi vakıf, vb. araştırmalı. Doğru karar vermeli. Gerekirse eğitim danışmanlarına danışmalı ancak hem kendi için hem de çocuğu için en doğru kararı vermeli. Özel okulculuk sektörü büyük oranda güven kaybetti aslında. Yapılan analizler gösteriyor ki özel okullara bu sene erken kayıt yaptıran veli oranı %14 civarında geçen seneye göre düşük oranda seyir ediyor. Bu da maalesef düzgün çalışan sektördeki diğer okulları da olumsuz yönde etkilemiş oluyor. Yani bir anlamda vizyonsuz yönetimler maalesef sektördeki diğer iyi örneklendirilebilen eğitim kurumlarını da zor durumda bırakıyor. Öğrenciniz için en doğrusunu seçerken okulların camına çerçevesine, yüzme havuzuna , yeniliğine, sırasına , dolabına bakmadan önce okulun geçmişine, yönetimine, sosyal medyadan şikayetlerine, öğretmen, personel mutluluğuna bakmadan sakın kayıt yaptırmayın.
Eğitim bir milletin temel taşıdır. Unutulmamalıdır ki işini bilmez vizyonsuz, yarını düşünemeyen, eğitimsiz yatırımcılara bu temel taş teslim edilemez.