Maalesef global bir problem olan virüs yüzünden bu sene okullarda eğitim online olarak göreceli olumlu yada olumsuz şekilde yapılacak ve bu sene bitirilecek. Online eğitime çokta hazırlıklı olmayan ve örgün eğitim dışında dijital eğitime önem vermeyen bir çok özel kuruluş bu virüs döneminde aslında kendini belli etti. Bir çok okul kendi platformlarında online eğitim verme yetkinliği olmayan veya eğtimini almamış öğretmenlerle hazırlıksız şekilde dersler yaptı. Maalesef ders verimliliği konusunda kafalarda şüphelerin olması da aslında çok normal. Tabi bu konuda suçlu aramak yerine ders çıkartmak ve bundan sonraki süreçlerde daha hazırlıklı olma gerekliliğini öğrenmemiz artık şart oldu.
Öncelikle okulların yapması gereken ilk şey online eğitim verimliliğini arttırma yönünde öğretmenlerine, ders zümre başkanlarına, yöneticilerine güzel bir eğitim vermek olacaktır. Yetişkin eğitiminin önemi bir kez daha ortaya çıkmış oldu aslında. Yetişkin eğitimleri veya eğiticinin eğitimi eğitimin merkezidir. Çünkü eğitim veren kişinin yetkinliği ne kadar iyi olursa eğitim vereceği kişilere de faydası o ölçüde iyi olacaktır. Eğitim bir milletin can damarıdır lafı boşuna edilmiş bir laf değil. Bunu bu dönemde çok iyi gözlemledik aslında. Çalışan aileler çocuklarıyla daha fazla vakit geçirdi, etkinlik üstüne etkinlikler yaptı ve çocuklarını bir şekilde oyalamaya çalıştı ki bir çoğumuzda yorulduk. Eğitim formasyonunun önemini de hep birlikte anlamış olduk bir bakıma.
Online derslerin verimsizliği, öğrencileri ekranın karşısına toplama çabaları ve ailelerinde öğrencinin bir şeyler öğrenip öğrenmediğini kendi görüşleriyle ve belki de yanlış ölçme değerlendirme sistemiyle ölçmeye çalışmaları maalesef bu sene bir çok öğrencimizin yarım dönemine mal oldu. Keşke hazırlıklı olsaydık dediğimiz çok nokta var. Ama genel dünya tablosuna baktığımızda bir çok gelişmiş dediğimiz ülkeden de çok daha iyi işler çıkardığımız söylenebilir. Emin olalım ki bir çok gelişmiş ülkede eğitime ara verildi ancak online bir platformda eğitim vermediler. En azından bir çok kurum Türkiye'de online eğitim vererek tüm öğrencilerine eğitime kaldığı yerden devam edebilme şansı verdi. Bu yüzden tabloyu incelediğimizde çok ümitsiz konuşmanın doğru olduğunu düşünmüyorum.
Özel kurumlardaki eğitim bir pazardır. Sosyal medyada, görsel yayınlarda, basında reklamını çok iyi yapan kurumlar da gördük bu süreçte. Kurumlar haklı olarak öğrenci devamlılığını sağlamak ve bundan maddi kazanç elde etmek zorundalar. Bu yüzden ellerinden geleni de yapıyorlar. Resmen çalışan maaşlarını tam zamanında ödediğini söyleyen ve bununla gurur duyan kurumların bir reklamlarına rastladım. Çok şaşırtıcıydı. Emek veren, zamanını ekranın karşısında kurumu için harcayan çalışanına zaten bunun karşılığını zamanında vermek zorunda olduklarını mı bilmiyorlar yoksa gerçekten bu kadar pişkinler mi anlam veremedim. Özel kurumlar için söylüyorum sene başında alınan yemek ve servis ücretlerini bile geriye ödedikleri için bunun çok büyük bir lütuf olduğunu söyleyen kurumlara bile rastladık bu dönemde. Ancak atlanan şöyle bir gerçek var. Zaten hizmetini veremediğiniz her yan hizmetin iadesini hem kanunen hem de vicdanen yapmak zorundasındır. Bana nedense şu çok daha anlamlı gelir, açık ve net bir şekilde kurumumuzun ekonomik anlamda ayakta kalabilmesi ve bir sonraki seneye de devamlılığının sağlanması için bu hizmet bedelini geri ödemek yerine bir sonraki sene bu hizmetlerden ücretsiz yararlanabileceksiniz denilmesi bir çok daha düzgün olurdu. Bu zor süreçte bile bu pazardan en büyük payını almaya çalışan bir çok kurum bu tarz polemikler yaratarak eğitim birliği sağlamak yerine birbirlerinin kuyularını kazıyorlar.
Muhtemelen bu virüs ile ilgili olan süreç er yada geç bitecek. Peki bu süreçte acaba kaç tane kurum öğretmenine, yöneticisine, çalışanlarına online eğitim verdi. Kaç tane kurum bir sonraki sene toplu yemek süreçlerinde, hijyen süreçlerinde neler yapılabilir diye oturup tartıştı. Peki bir sonraki sene benim en kıymetli varlığım çocuğumu emanet edebilmem için beni ikna edebilecek hangi senaryolar üzerinde konuştu, tartıştı ve bir sonuca vardı. Hangi kurum çalışanına değer verdi? Hangi kurum reklam vermeden işini tam anlamıyla doğru yaptı?
Hangi? Hangi? Hangisi?