Uzun zaman oldu elime kağıdı kalemi almayalı. Nedense içimden de gelmedi. Çevrede bu kadar olumsuzluklar varken ne yazacağımı da bulamadım. Yaratıcılıktan uzak, hayallerimize gem vurmayı öğreniyoruz yavaş yavaş. Üretkenliğimizin sınandığı bir toplum olmaya başladık maalesef. Bu aralar yeni mekanlara gittim. Aslında önerebileceğim bir kaç yer de olacak. Yeni yılda İstanbul'da olmayı tercih ettim yine bu sene. Uzun yıllar yaşamış olduğum bu büyülü şehirde yeni bir yıla girmek bana haz verdi.
İstanbullular bilirler yeni yılda genelde İstanbul çok daha fazla kalabalık olur ve bir çok olumsuzluk meydana gelir. Yeteri kadar alınan hatta yeterinden fazla kaçırılan alkol çoğu zaman sokaklardaki insanları rahatsız edebilir ve gecenizi harika 4 saatlik bir köprü trafiği mahvedebilir. Malum İstanbul'un Asya kıtasını sevenlerdenim. Trafiği daha az insanı daha İstanbullu gibi geliyor bana nedense. O yüzden genelde Sabiha Gökçen Havalimanını kullanıyorum. Bu kapsamda uçaktan iner inmez araba ile Kadıköy'e oradan da Mazhar- Fuat - Özkan (MFÖ) konserinin olacağı Suada Club'e deniz taksiyle geçiş yaptım. İnanılmaz rahat bir yolculuk oldu. Sadece size özel bir yat kiralıyormuş hissine kapılıyor ve çok kısa bir sürede mekanda olabiliyorsunuz. İşin en güzel yanı ise bu zaten. İstanbul gibi bir metropolde kara yoluyla belki de 2 saatte gidebileceğiniz yere sadece 15 dakikada gidebiliyorsunuz. Ufakta bir tüyo vermem gerekirse, Turkcell Platiniumluysanız deniz taksiler %50 indirimli. Yeni yıl geceleri genelde kavgaların bol olduğu, alkolün dozajının kaçırıldığı gecelerden biri olması nedeniyle temkinli davranmak zorundaydık. Ancak gerek kulübün işletmesi gerekse misafirlerin kaliteli duruşu gecemizin harika geçmesine neden oldu. Mazhar Fuat Özkan her zaman ki gibi mükemmeldi tabi ki. Her zaman dinlediğim bir grup olmamasına rağmen tüm şarkılarını ezbere biliyor olmam da şaşırtıcıydı. Sanırım güzel sesleri, besteleri direkt kaydeden bir hafızam var.
Yeni yılda İstanbulda olanlar bilirler, havanın durumunu. Çıkışta inanılmaz bir soğuk bizi karşıladı. Bu soğuk her zaman yaşanılan bir soğuk değildi. Sanki bana özel hazırlanmış bir yılbaşı paketi edasındaydı. Böyle -7,-8 civarlarında hafif sulu kar yağışlı bir hava. Aynı şekilde Anadolu yakasına tekrar dönülerek kalacağımız yere sağ salim ulaştık. Kesinlikle güzel bir geceydi ki herkes çok eğlendi.
Yeni yıl ertesi genelde zor geçer. Uyanmak zordur. Her zamankinden biraz daha fazla içmişsindir ya da çok geç yatmışsındır. Yılda bir kez yaşanılan alışılmadık gecelerdendir. Bu yüzden güzel bir kahvaltıyı hakkedersiniz. Genelde oteldeyseniz şanslısınızdır. Ancak evdeyseniz o kahvaltı hazırlaması size büyük külfet getirecektir. Ya da üçüncü seçenek; dışarda kahvaltı yapmak. Biz üçüncü seçeneği seçtik. Pendik Marina'da Robert's Coffee adında şık dekorasyonlu bir cafeye gittik. Pendik Marina bana hep Bodrum ya da Marmaristeymişim hissi verir. Bu yüzden severim marinaları, Ataköy marinada aynı hissi verir. İzmir'de de bu tarz yerlerin olmasını isterdim. Çeşme'de veya sahillerde var marinalarımız ancak İzmir merkeze hele Karşıyaka'ya da böyle bir yer yakışır diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. Robert's Coffee'nin güleryüzlü ekibine ve muhteşem kahvaltısına da teşekkür edemeden geçemeyeceğim. Bu arada İstanbul'dan ayrılıp İzmir'de yaşayalı maksimum iki gece İstanbul'a katlanabildiğimi de bir kez daha anladım. Yılbaşı ertesi döneceğimden dolayı İstanbul'da özlediğim lezzetlerden Ataşehir Palladium'daki Ve Cafe&Restaurant'ta bir akşam yemeği yemeği ardından da havalimanına dönmeyi planladım. Keşke Robert's Coffee'deki mükemmel servis, güleryüz burada da bizleri karşılasaydı. Yıllardır gittiğim güzel, şık sayılabilecek restaurantta bir kişi bile gülmüyordu. Aslında yılbaşı ertesi olması nedeniyle personelin yorgun ve suratsız olabilmesinin normal olabileceğini bu yüzden de çalışmak zorunda oldukları için mutsuz olabileceklerini düşünsemde yine de böyle bir restaurantta bu tavırları profesyonellikten çok uzak buldum. Çok kalabalık bir grup olarak gitmemize rağmen garsonların kabalığı ve ilgisizlikleri insanı çıldırtmaya yetecek kadar fazlaydı. Lezzete gelince sanırım lezzetliydi ancak yediğim hiç bir şeyi takınılan tarz ve tavırdan dolayı beğenmedim. Psikolojik bir şartlanmaydı belki de benimkisi. Ancak sanırım buraya artık gitmeyi düşünmüyorum. Eski ve birçok müşteri kazandıran müşterisini maalesef kaybettiler.
İstanbul'u zor bir uçuş ile geride bırakarak İzmir'e varabildim. Yeni yıl umarım tüm dünyaya barış, huzur, mutluluk ve sağlık getirir.
2015; bizim, bizim gibilerin ve bizim gibi düşünenlerin yılı olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder