25 Şubat 2017 Cumartesi

BERLİN , BERLİN, BERLİN

Gezmeyi herkes sever. Yeni yerler görmek, yeni kültürleri tanımak ve yeni insanlarla konuşmak ilgi çekici ve heyecan vericidir çoğu zaman. Şimdi sizleri beni en çok etkileyen, belki de yaşamaktan zevk aldığım, orada kendimi en az İzmir'de gibi hissettiğim şehire yolculuğa çıkaracağım.
Berlin benim gidipte dönmekte zorlandığım bir şehir olmuştur hep. Bunu Roma içinde söyleyebilirim. Oranında apayrı bir tadı vardır. Ama Berlin, belki dilini bildiğimden belkide Alman tarihi ile ilgili çok fazla ilgilenmiş olmamdan mıdır bilemiyorum, beni en çok etkileyen şehirdir.. Çünkü hala savaşın izlerini taşıyan, yaralarını hala sarmaya çalışan bir şehir. Berlinde olup zaten kendinizi yabancı hissetmenizde imkansızdır. Neredeyse tüm mağazalarda dilimizi bilen kişiler çalışmakta. Yani kaybolduğunuzda her beş kişiden ikisi Türk olduğu için gideceğiniz yere kadar size kendi dilinizde yolu anlatabilirler. İşte bu yüzden Berlin'i seviyorum belkide. 

Berlin'e ilk kez gidecekler için kış mevsiminin çok uygun olmadığını ve şehirden soğumaları için bir sebep olacağını hatırlatmakta fayda görüyorum. Tabi eğer benim gibi kışın gezmeyi seviyorsanız Berlin tam size göre bir yer. -5,-6 civarında dışarıda ellerinizde eldiven ve bere ile gezmeyi seviyorsanız, doğru yerdesiniz. Ben her mevsimini severim Berlin'in. Sonbaharı vardır ki Tiergarten'da yürüyüşe çıkarsınız, sanırsınız ki Hollywood film setindesiniz. Her yer sonbahar sarısı. Kışın gittiğinizde ise buz gibi hava akciğerlerinize kadar dolar. Resmen hissedersiniz havayı içinizde. Yazın ise çok ılık ve sıcak olmayan yemyeşil bir tabiatı vardır. Belkide en yeşil başkent değildir. Ancak dünya listelerinde eminim ismi vardır. Berlin'de kullanılan iki havaalanı vardır. Biri Schönefeld, diğeri ise Tegel. Her ikisinede Türkiye'den seferler düzenleniyor. Hem Schönefeldten hemde Tegelden trenle şehir merkezine ulaşım mümkün. Kalacağınız yerde önemli tabi. Eğer daha hareketli bir yerler olsun istiyorsanız; Kurfürstendamm, Alaexanderplatz, Charlottenburg, Schöneberg ve Kreuzberg'i tercih etmelisiniz. Kafamı dinlemek istiyorum, gürültüsüz ortamlar olsun diyorsanız; Spandau, Potsdam, Köpenick tercih edebilirsiniz. Berlin Avrupa'nın en ucuz başkentlerinden biri sayılabilir. Müze girişlerinin 7-15 euro arasında değiştirğini söyleyebiliriz. Ayrıca Türk dönerlerinin enfes lezzetinede ulaşmanız menü olarak 7,90 euro, yada 3,20 döner ekmek şeklinde yiyebilirsiniz. Bunun yanısıra marketten alabileceğiniz bir çok abur cubur, çikolatada cabası. Hepsi uygun fiyatlarda. Yani en azından diğer başkentlere göre daha ucuz. 
Ulaşımın ise çok kolay olduğu bir şehirdir. Neredeyse her caddeye metro gidiyor. S Bahn ve UBahn tercih etmelisiniz. Hem öğrenmesi de daha kolay. Otobüs güzergahlarını ben bile yıllardır öğrenemedim. Eğer grup ile gidiyorsanız 3-6 kişi olarakve beraber gezecekseniz , grup kartı almanız daha mantıklı. Yaklaşık 28 euro bir günlük 6 kişi sınırsız kullanabiliyor. Berlin'de bir kontrol mekanizması yok aslında bilet sorgulayan yok. Ancak bileti aldıktan sonra makinelerde onaylatıp biniyorsunuz. Bazı zamanlarda ise görevliler habersiz tren vagonunuza binip sorabiliyor, yada sivil görevlilerde bu işi yapabiliyor. Cezası var, yerinizde olsam denemezdim. İleride vize alırken bile sorun haline gelebiliyormuş. Bu yüzden yasal yollarsan seyahatinizi sürdürmek en güzeli. Berlinde gezmenizi önerebileceğim başlıca yerler; Reichstag (önceden randevu alarak içeriye giriliyor), Brandenburg kapısı, Müzeler Adası, Berlin duvarı, Bergama Müzesi, Checkpoint Charlie, Yahudi Müzesi, Katledişen Avrupalı Yahudiler Anıtı,East side Gallery. İlk etapta bunları gezmeniz bile yetecektir. Gece hayatı anlamında kapalı bir kutu gibi görünsede bir çok Avrupa şehrinden de iyi olduğu söylenebilir. Güzel ve çılgın parti arayışlarınız varsa muhakkak önceden tarihlerine bakın ve cüzri bir giriş ücreti karşılığında bu partilere katılabilirsiniz.
Yüklenen fotoğrafları bizzat kendim çektim. Bilginize. Şimdiden iyi tatiller..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder