1 Ekim 2018 Pazartesi

TI AMO MILANO

Milano; modanın başkenti, Duomo kilisesi, İtalya'nın en büyük ikinci şehri. Aslında Milano'ya dair söylenecek çok şey var. İtalya'nın eşsiz sanat anlayışı, heykelleri ile ün salmış, tablo misali evleri ile şehirleri gerçekten etkiliyor insanı. Nerede olursam olayım Avrupa'yı en iyi hissettiğim ülkelerdendir İtalya. Bir çok şehrini gezmeme rağmen bu büyülü ülkeyi sık sık ziyaret etmekten hoşnut kalacağım sanırım. Yemeklerinden midir, insanların sıcak kanlılığından mıdır bilemiyorum ama İtalya her zaman bana heyecan vermiştir. Milano'ya yolculuğum Fas'ın Marakeş şehrinden gerçekleşti. Marakeş havalimanında yaşadığım zorlukları hatırlamak bile istemiyorum. Benim için kötü bir deneyim di ki Milano'ya indiğimde kendimi ülkemde gibi hissettim. Güleryüzlü pasaport polisleri kesinlikle gerilmenize izin vermiyor. Vizesiz gittiğim Fas'ta daha çok gerdiler emin olabilirsiniz. Tabi bu sadece İtalyanlara özgü bir durum. Diğer Avrupa ülkelerinde tef gibi gerilmeniz için ellerinden geleni yapıyorlar. Milano havalimanı şehire yaklaşık 30-35 dakika uzaklıkta. Ancak sadece tren ve otobüsle ulaşım sağlamanız gerekiyor ki bu da 11 euroya denk geliyor. Euronun pahalandığı bu zamanda trene otobüse bu parayı vermek insanı üzmüyor değil. Ben kendimi Türkiye'de de taksiye binsem aynı parayı verirdim diyerek kandırmayı tercih ettim. Milano gerek tarihi önemi, güzel binaları, yaşam standartları bakımından zengin bir şehir. Hatta Roma'dan ve diğer şehirlerden birazcık daha pahalı. Alışveriş için euro eğer bu kadar artmamış olsaydı bedavaya yakın diyebilirim. (Gucci, Ferre, Moschino, vb.. kastetmiyorum. Euro 1 tl olsa onlar yine de pahalı) Milano'da gerçekten düzgün giyinen, stil sahibi insanları yollarda görmeniz çok mümkün. Metroda bile çok şık giyinmiş kişilere rastlayabiliyorsunuz. Sokaklar buram buram parfüm kokuyor (Paris ile kıyaslamayın bile. Pariste 1. bölge hariç diğer bölgelerde idrar kokusundan zor yürüyebilirsiniz) ve bir an kendinizi parfüm kokuları içerisinde kaybediyorsunuz. 
Milano'da sembol olmuş Milano denilince ilk akla gelen Duomo katedralini muhakkak görmelisiniz ki gerçekten çok güzel bir mimari örneği. Katedralin tepesine yerleştirilmiş Madonnia heykeli ise yaklaşık 108 metre yüksektedir. Ve Milano'da bu heykelden daha yükseğe herhangi bir yapının yapılması da yasaklanmıştır. Hemen Duomo katedralinin karşı yanında bulunan dünyanın en eski alışveriş merkezi ünvanını barındıran Galleria Vittoria Emanuele II bulunmaktadır.Mutlaka gezmenizi öneririm. Sforza kalesi, La Scala da gezilip görülmesi gereken yerlerdendir. İtalya'nın neresinde olursanız olun ki Milano'da dahil yemek yemek için çok araştırmanıza ihtiyaç yok. Çünkü şimdiye kadar İtalya'da kötü bir yemek yemedim. Ya damak tadımız Akdeniz de olmamız itibariyle birbirine çok benziyor ya da bu adamlar gerçekten güzel yemek yapıyor. Bu yüzden çok kilo almamak için bol bol yürüyerek gezip şehrin tüm sokaklarına girmeye çalışmanızı öneririm. Fiyatlar bahsettiğim gibi çoğu Avrupa ülkesinden pahalı. Otelleri de aslında normalden bir tık pahalı. O yüzden önceden yapacağınız rezervasyon sizi kazançlı çıkaracaktır. 
Açıkçası muhakkak bir akşamınızı geçirmeniz gereken bir yer de Navigli. Şiddetle tavsiye ediyorum ki harika yemekler, dondurmalar için burada olmalısınız. Nehir kenarında yapacağınız tur sizi rahatlatacak ve bu şehri sevmenize yardımcı olacaktır. Milano kafeleriyle, kahveleriyle, dondurmasıyla ve en önemlisi tasarım ürünler, alışveriş marketleri, tanınmış markaların şubeleri ve yerel butikler açısından çok büyük önem taşıyan bir yer. 
Ayrıca nedendir bilmem bu şehire Türkiye'den gidiş dönüş uygun fiyata uçak bileti diğer Avrupa ülkerinden daha fazla bulunabiliyor. 
Ti amo Milano...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder