Bir çocuğun yüreğinde iz bırakmak. Yıllarca süren hasret ve uğruna bir çok şeyi hatta sevdiği kızı bile feda eden bir adamla savaş mağduru küçük bir kızın hikayesi Ayla. Yıllar önce ana haber bülteninde kısacıkta olsa geçen bir haberdi. Tüylerim diken diken izlemiştim ve içimden geçirmiştim. Filmi yapılası bir hikaye diye. Nitekim bir iki sene içerisinde sanki iç sesimi duyan yönetmen Can Ulkay kolları sıvayıp muhteşem bir film ortaya koymuş. Profesyonel oyuncuların bu eşsiz hikayeyi ilik ilik işlemeleri de ayrı bir heyecan yaşatıyor.
Başrol oyuncusu İsmail Hacıoğlu oyunculuk kariyerinde bir çok eleştiri almasına rağmen bu filmde de gayet başarılı ve duyguyu seyirciye geçirebiliyor. Ayrıca İsmail Hacıoğlu'nun bir çok filmini izledim ve bence vasat bile denecek bir iş çıkardığını görmedim. Tüm filmlerinde canlandırdığı karakterin hakkını veriyor ve duyguyu seyirciye geçirebiliyor. Çetin Tekindor ise türk sinemasının belki de en önemli oyuncularından. Kendisinin sadece bakışları bile bir çok şeyi anlatabiliyor. Konuşmayıp sadece bakışlarıyla bile bir filmi baştan sona oynayabilecek bir duayen. Ayrıca Ali Atay'ında performansı ayakta alkışlanması gerekiyor. Murat Yıldırım, Altan Erkekli ve Meral Çetinkaya'nında filme katkısı yadsınamaz. Son zamanların beğenilen ve etkileyici oyunculuklarıyla dikkatleri üzerine çeken Büşra Develi ve Damla Sönmez'inde bu filmdeki başarılarından sonra onları daha bir çok projede görmemiz gerektiğinin sinyallerini vermiş oldular.
Savaşta anne ve babasını yitiren bir kız çocuğunun acı dolu yaşama tutunma öyküsü. Bilmedikleri kültüre, tanımadıkları insanlara yardıma koşan Türk askerlerinin hazin dolu öyküsünden sadece bir kesit. Savaşta yaşanan bir gün, bir ömre bedeldir diye boşuna söylememişler. Belkide Süleyman gibi nice askerlerin anıları gizli oralarda.
Ayla'yı canlandıran Kim Seol ise bakışıyla, duruşuyla resmen filme damga vurmuş. Filmin gerçek bir olay olması filme farklı bir havada katıyor. Bir çocuğa gerçek bir sevgi verebiliyorsanız, hissettirebiliyorsanız o sevgiyi, o çocuk hep o yaşta kalır ve sizi hep o yaşta hatırlar.
Film Oscar'da yabancı filmler dalında Türkiye'yi temsil edecek. Başarılı olmasını çok isterim. Türk sineması, başarılı yapıtları seyirciyle buluşturuyor ve başarıyı en az Hollywood filmleri kadar hakkediyor. Filme 29 Ekim günü gitmem de milli duygularımın yoğunlaşmasına neden oldu. Dünya üzerinde barbar olarak tanımlanan Türk milletinin hem savaşta hem barışta insanlığa, insanlara verdiği önem bu film sayesinde biraz kırılır umarım. Filmdeki Amerikalı generalin Türk askerleri için söylediği söz de filmi aslında özetler nitelikteydi; '' Hiç birimiz hatırlanmayacağız.. Ama onlar (Türk askerleri) tarih yazacak''... Haksız değildi... Güney Koreliler hala minnettarlıklarını dile getiriyorlar. Ayla gibi suçsuz çocukların ve savaş mağduru çocukların yüzlerinin hep gülmesi dileklerimle..
English Summary ( IMDB)
Ayla: The Daughter of War (2017)
In 1950, amidst the ravages of the Korean War, Sergeant Süleyman stumbles upon a a half-frozen little girl, with no parents and no help in sight. Frantic, scared and on the verge of death, this little girl captures the heart of Süleyman, who risks his own life to save her, smuggling her into his Army base and out of harms way. Not knowing her name and unable to communicate with her, Süleyman names her Ayla, in reminiscence of the moon on the fateful night during which they met. The two form an instantaneous and inseparable bond, and Ayla, almost effortlessly, brings an uncanny joy to the Turkish brigade in the grip of war. As the war comes to a close however, Süleyman's brigade is told that they will be returning home. Süleyman cannot bear abandoning Ayla, and does everything within his power to take her with him. After repeated failure, he is forced to give Ayla to an orphanage, but doesn't give up on the hope of one day reuniting with her. Will the two ever get back together?
English Summary ( IMDB)
Ayla: The Daughter of War (2017)
In 1950, amidst the ravages of the Korean War, Sergeant Süleyman stumbles upon a a half-frozen little girl, with no parents and no help in sight. Frantic, scared and on the verge of death, this little girl captures the heart of Süleyman, who risks his own life to save her, smuggling her into his Army base and out of harms way. Not knowing her name and unable to communicate with her, Süleyman names her Ayla, in reminiscence of the moon on the fateful night during which they met. The two form an instantaneous and inseparable bond, and Ayla, almost effortlessly, brings an uncanny joy to the Turkish brigade in the grip of war. As the war comes to a close however, Süleyman's brigade is told that they will be returning home. Süleyman cannot bear abandoning Ayla, and does everything within his power to take her with him. After repeated failure, he is forced to give Ayla to an orphanage, but doesn't give up on the hope of one day reuniting with her. Will the two ever get back together?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder