11 Ağustos 2018 Cumartesi

LYON - FRANSA (RÜYA ŞEHİR)



Ülkemizde git gide artan ekonomik kriz, euronun doların değer kazanması sonucu zorlaşan Avrupa seyahatlerinden birini de bu yaz tamamlamış oldum. Artık görmediğim şehirleri gezmeye ve rotamı bu yönde çizmeye karar verdim. Lyon'da bu konuda çok doğru bir karar oldu. Fransa'nin gastronomi alanında en gelişmiş şehri olan Lyon (Paris'tende üst sırada gastronomi anlamında) sempatik, narin, ince düşünülerek çizilmiş bir tablo gibi. Yani Paris'i görenler Fransayı da gezdik demesinler. Çünkü gerçek Fransa Paris dışında. Paris İstanbul gibi büyük bir metropol olduğu için karışık kültürlerin bir arada bulunduğu toplama bir yer gibi aslında. Gerçek Fransayı Paris dışında aramak en mantıklısı. İstanbul'dan direkt uçuşların olduğu Lyon şehrine doğru yol alırken okuduğum bloglar, yazılar ve şehrin gezilmesi gereken yerleri bir güzel okudum. Lyon Fransa'nin üçüncü büyük şehri imiş. O yüzden açıkçası karmakarışık caddeleri olan, metro sisteminin zor olduğu bir şehir hayal etmeye başlamıştım. Yaklaşık 3 saat 20 dakikalık yolculuk sonrası Lyon Saint Euxpery havaalanına indim. Bu arada kısaca bir dipnot vermem gerekirse birçoğumuzun bayıldığı kitap ve filmi de olan Küçük Prens'in yazarından alıyor havaalanı ismini. Havanın İstanbuldan daha sıcak olması ise Avrupa'da alışmadığım bir durum olduğu için şaşırmadım desem yalan olur. Gerçi gitmeden önce hava durumuna baktığımda da hemen hemen aynı derecelerde olması beni sevindirmişti. Havaalanından transfer için sadece 1 hat var Rhonexpress. Biraz pahalı (19 euro-gidiş,dönüş). Otobüsünde olduğu söyleniyordu. Ancak benim gittiğim tarihte sadece Rhonexpress kullanabileceğimi söylediler. Çok keyifli bir yolculuktan sonra otelime vardım. Hemen hızlıca yerleşip şehri keşfetmeye koyuldum. İnanılmaz bir düzeninin içine girmiş gibiydim. Açıkçası büyük şehir havasını hissetmedim. Hatta Fransa'dan bu kadar düzenli bir şehir beklentimde yoktu. İnsanların birbirlerine saygıları, sürekli güler yüzlü olmaları, nazik tavırları görülmeye değerdi. Turistlerin hele de yabancı turistlerin çok uğrak yeri olmadığını düşündüm. Çünkü turist muamelesinden çok orada yaşayan yerel biriymişim gibi davranmaları hoşuma gitti. Bunu kendi ülkem dışında sadece İtalya ve Yunanistan'da hissetmiştim.

 Lyon'da eski Lyon old town diyebileceğimiz Vieux Lyon'a muhakkak gidilmeli diye düşünüyorum. Her sokağı ayrı güzel diyebilirim. Şehrin en bilinen yapısı La Basilique Notre Dame de Fourvier. Ben buraya merdivenlerle çıktım. Tavsiye etmiyorum merdivenleri. Gerçekten hacı olunur falan diyorlarsa su an hacı oldum orası için. Saymadım ama yüzlerce merdiven çıktım. Bunun yerine finiküler var. Rahat rahat verin paranızı çıkın. Ben fotoğraf çekerim diye merdivenleri tercih ettim ki yorgunluktan ve bitkinlikten çok fotoğraf çekemedim. Şehirdeki kanal ve kanallardan geçen köprüler görülmeye değer. Tüm dükkanlar saat 19:00 itibariyle kapandığı için o saate kadar alışverişinizi bitirmenizi öneririm. Bahsettiğim gibi ne kadar büyük bir şehirde olsa Avrupa küçük şehir kuralları geçerli ki Pazar günü tek bir açık dükkan bulamazsınız. Şehir sokaklarında pazarlar kuruluyor ki harika yiyecekler, makaronlar bulabilmeniz mümkün.

 Tam bir Fransız mutfağı tutkunuysanız ki ben değilim muhakkak Lyonda yemek yemelisiniz. Peynir, tatlı ve şarapları hariç çok başarılı bulamadığım bir mutfaktır Fransız mutfağı. Ancak bir kaç deneme yaptım ve fena değildi. Kurbağa bacağı gibi değişik tatlar bulabiliyorsunuz. Ben yemedim. Opera de Lyon, Placa de la Comedie, Place Bellacour gezilebilecek yerlerden sadece birkaçı. Lyon'a kesinlikle üç gün ve fazlasını ayırmanızda da yarar var. Çünkü benim daha gezemediğim bir çok yer kaldı. Hatırlatmakta fayda görmeliyim ki Lyon pahalı bir şehir. Bu yüzden dikkatli harcamalar yapmanız sizi üzmeyecektir. Yani minimum 6-7 euro ile 25 euro arasında harcama yapmanız gerekecektir bir ogün için, bira 2-7 euro, şarap (marketlerde 1 euroya bile koca şişe var ve köpek öldüren değil) 2-5 euro arası, su 1,5-3 euro(TL'ye çevirmeyin zem zem gibi içmek zorunda kalırsınız). Ancak adım adım yürüyerek gezilebilecek, yazın bile Rhone Alp bölgesinde olduğundan hafif hafif sokaklarında rüzgarın estiği güzel bir şehir Lyon. Tam bir Fransız.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder