5 Ocak 2016 Salı

İSTANBULLULAŞTIRAMADIKLARIMIZDAN MISINIZ?

Başlıktanda anlaşıldığı üzere İstanbullulaştırılmak konusuna değineceğim. İzmir sempatizanlığı yada İstanbulu küçümsemek değil bu yazı. Lütfen yanlış anlaşılmasın. Aksine uzun yıllar İstanbulda yaşayan bir İzmirli olarak çok övündüğüm ve bana çok şey kattığına inandığım şehirdir İstanbul. İstanbul bambaşka bir yer bambaşka bir kültür aslında. Dünyada yetmiş iki milletin yaşadığı şehir New York ne hissettiriyorsa insana İstanbulda aynısını hissettiriyor. Kocaman bir metropol ve ahenkli bir kültür yumağı İstanbul. Ne kelimeler yeter anlatmaya ne de satırlara sığar İstanbulun güzelliği. Şairler, yazarlar bile hala yazılarında İstanbulu anlatırlar aynı heyecanla aynı coşkuyla.
İstanbul Türkiye'nin tartışılmaz en büyük ve en görkemli şehri. Ancak İstanbul yerinde güzel. Başka illerin İstanbulu taklit etmesi yada onun gibi yaşamaya çalışması gerçekten çok anlamsız. Öncelikle İstanbulda kazandığın maaşı burada kazanamıyorsun, seçenek çokluğunu yaşadığın şehirde bulamıyorsun. Peki yaşadığın bu canım şehirde neden İstanbullu gibi davranıyor ve yaşamaya çalışıyorsun bunu anlamış değilim. Yılbaşı gecesi Alaçatı sokaklarının çok hareketli olduğunu duyduğum için otel eğlencesi yerine yaşımda henüz çok geçmeden sokak eğlencesine katılmayı uygun buldum. Gerçekten güzeldi. Bu arada inanılmaz soğuktu , bir tek kar eksikti. Geri kalan tüm yeni yıl konsepti tüm ihtişamıyla sizi kucaklıyordu. Alaçatı sokakları yaz dahil hiç olmadığı kadar renkli, eğlenceli ve kaliteliydi. Sokaklarda istediğin yerde durup oranın müziğini dinleyip dans edebiliyorsun, zıplayabiliyorsun. Kimse karışmıyor ya da illa bir şeyler içmeniz lazım diyip sizi kovmuyorlar. Bu konuda Alaçatı esnafını kutlamak lazım ve tabi belediyesini. Son derece güzel, güvenli bir yılbaşı geçirdik. Tekrar tekrar teşekkür ederim.
Yeni açılan bir alışveriş merkezi var evimin yakınlarında. Gayet şık, güzel ve rahat dolaşılabilir bir mekan. İstanbul'un meşhur AVMleri kadar olmasa da İzmirli için şık ve güzel bir mekan. Biz İzmirliler daha sade, gösterişten uzak, manzarası olan, rakı balık yapabileceğimiz mekanları tercih ederiz bildiğiniz gibi. O yüzden demek istediğim burası biraz İstanbullu olmuş. İzmirli hafta sonlarını AVMlerde pek geçirmezken son zamanlarda AVM otoparklarında araba park etmek zulüm haline gelmeye başladı. Bu zulmü İstanbulda çok yaşardım. Üç saat trafiğin ardından ulaşılan AVMnin ikinci etabı olan minimum yarım saatlik otopark bulma çabaları. Zor zanaattır AVM otoparklarında hemen yer bulmak İstanbulda. Ya çok şanslı olmanız gerekir ya da iyi takipçi. Elinde poşeti ve araba anahtarı olan kişiyi gördüğünüz an, arabayla yanından yanından giderek onun çıkmasını bekler ve siz girersiniz park alanına. Sonrada harika haftasonunuzu AVMde yemek yiyerek alışveriş yaparak harcarsınız. 
Bir çok fast food restoranı ve şık lokantaları da beraberinde getiren bu AVMler bazı İzmirlilere garip bir görgüsüzlük kattı nedense. 
-Dün gece bilmem neredeydik. Hani şu Nişantaşında da var restoran. Harika pizzaları var. Tavsiye ederim. Çokta uygun 78 tl. 
- Aaa... Öyle mi. Vallahi çok ucuzmuş. Bizde gidelim.
İnanın bunları kendi kulaklarımla duydum. Bu arada bu İstanbullulaşan İzmirlileri de İstanbulda sahalarda görmek en büyük isteğim. Şunu da eklemeden geçemeyeceğim, hizmet konusunda bu yeni açılan İstanbullu restoranlar lütfen İstanbuldan transferler yapsın. Çünkü burada 78 tlye yediğimiz pizzaların hizmet kalitesi böyle olmamalı.
Sevgiyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder