29 Mart 2014 Cumartesi

İZMİR TİYATRO GÜNLERİ


İzmir'in ayırıcı özellikleri var. Gerçekten var. Bu şehirde yaşamayan veya buralı olmayan anlayamaz bilemez. Gidin Türkiye'nin neresinde olursanız olun İzmirliyseniz nedense açıklanamayan bir şaşkınlık ve size imrenenlerle karşılaşacaksınız. Seviyorlar bizi. Ya da gerçekten de hem tatil beldesi olarak hem de yaşanabilecek büyük şehir standartlarına sahip olduğumuz için ayrıcalıklı hissediliyoruz. Doğrudur. Yıllarca bu şehirli olupta en güzel çağlarımı İstanbulda geçirmiş olmama bazen kızıyorum. Evet İstanbul'un kalbimdeki yeri apayrı. Orada yaşamak ve oralı olmakta ayrı bir şerefti benim için. 
Her neyse diyeceğim o ki İzmir ölmemiş. Yaşayan bir şehir. Emekli şehri diyenler de halt etmişler. Emeklilerimiz ve kafalarını dinlemek isteyenlerimiz için farklı alternatifleri var İzmir'in. Mesela kışın git Çeşme'ye, Urla'ya, Şirince'ye, Foça'ya. Al sana emekli hayatı bağ bahçeyle börtü böcekle uğraş. Organik tarım yap, torunların gelsin yesin içsin daha ne. Ancak İzmir'i kesinlikle emekli şehir diyerek yok edemeyeceğinizi her geçen gün daha da anlar oldum. Evet bir İstanbul değil. Olamazda mümkünse olmasında. İstanbul İstanbul olarak kalsın. Yeni İstanbullar oluşturmamıza hiç gerek yok. Her yerin kendine has özellikleri olmalı. 
İzmir tiyatro günleri başladı. 2 tane oyuna bilet aldım. Çünkü ben istediğim yerde bilet bulamayınca kendime o gösteriyi zehir ederim. Bu kapsamda biletlerin satılacağını duyduğum an internete girip baktım ve çoğu istediğim yer satın alınmış. Bu yüzden sadece iki oyun izleyebileceğim. 
İlkini 27 Mart 2014 Perşembe günü İzmir Atatürk Kültür Merkezi Yunus Emre salonunda izledim. Söylenecek söz bile bulamıyorum. Çünkü enfes bir oyundu. Sumru Yavrucuk'un sahnelemiş olduğu tek kişilik bir oyun. Yaklaşık bir saat onbeş dakika süren oyunda bir an sıkılmadım aksine sürdü gitti merağım. Güldüm, ağladım, düşündüm. Tüm duyguları bir arada yaşatabilen bir oyundu. Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi. Bir İstanbul hikayesinin oyuna döndürülmüş hali. Sokak edebiyatı ve hala yaşanan gerçeklerin derlemesiydi. İlginçti. Komikti. Her şeyden önce düşündürdü. Biz bu insanları nerede ve nasıl görüyoruz. Bu kadar da basit değil yaşantıları dedirtecek kadar da iddialıydı. Tavsiyem bu oyunu kaçırmamanız ve gerçek oyunculuğu görmeniz. Ben şanslı olduğumu düşünüyorum en azından. Sizde bu oyunu nerede bulursanız gidin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder