1 Temmuz 2014 Salı

BİLİNÇLİ TATİLCİ OLMAK

Yaz mevsimi denilince, ülkemizde tatil akla geliyor. Mesela yurt dışında herhangi bir gelişmiş ülkede tatil kavramı yaz ile sınırlı değildir. Kış tatilleri vardır, bahar aylarında ülkelerinde ufak tatiller,kamplar yaparlar, yazın ise genelde ülkelerinin dışına çıkarlar. Amaç sadece denize girmek değildir, ya da iyice bronzlaşıp sosyetik güzel olmakta değildir. Genelde gittikleri ülkelerin tarihi eserlerini, doğal güzelliklerini ziyaret ederler. Mesela bir çoğumuz Bodrum'a gitmişizdir. Bodrum denilince güzel koylar, Halikarnas, tekne gezileri, çarşı, gece hayatı akla geliyor. Evet kabul ediyorum bende seviyorum gece gezmelerini, bronzlaşmayı ya da alışverişi. Ancak ülkemizde o kadar güzel yerler var ki görülmesi gereken, kilometrelerce yol tepip ülkemize gelen turistler bizden emin olun daha fazla güzelliğimize şahit oluyorlar. Örnek olarak, Bodrum sualtı müzesi, bir kral mezarı olan ve antik dünyanın bilinen 7 harikasından biri olan Yunan ve Mısır mimarisini birleştirmiş olan Bodrum mozalesi, Pedasa Antik kenti , Bodrum yel değirmenleri , Güllük Körfezinde bulunan Bargilya Antik kenti, hatta ünlü plajları ve gece hayatı olan Göltürkbükündeki Madnasa Antik kenti. Bunlar sadece hatırladıklarım. Ege bölgesi antik tarih açısından eşsiz bir açıkhava müzesi aslında. Sanki toprağı biraz kazsak içinden vazolar, taşlar, sütunlar çıkacakmış gibi hissediyor insan. Yıllar önce Berlin'de Pergamon Müzesine gittim. İsmini orjinal yazdım. Çok yabancı değil, Bergama müzesi. Bildiğimiz Bergama. İzmir il sınırları içinde olan. İlk girdiğimde açıkçası ufak bir salon bekledim, gideniniz bilir Louvre'daki İslam medeniyetleri bölümündeki bir iki eser, çini gibi. Yok değil. Bildiğiniz kocaman bir müze. Resmen Bergama'nın bir bölümünü Almanya'ya taşımışlar. Şaşkınlığımı gizleyemedim. Rehbere bir sürü soru sordum. Neden ait oldukları yerde değilde kilometrelerce uzak bir yerde olduklarını. Ancak cevap netti. Siz hediye ettiniz bunları bize. Kocaman bir yalandı aslında. Araştırdım sonra. Meğer 1871 yılında yol yapımında görevli bir Alman mühendis geliyor, derliyor topluyor bir şekilde ülkesine götürüyor. Söyleyecek söz bulamadım. İyi bakıyorlar, tertemiz bir müze, hatta çokta güzel korunuyor eserler. Sırf içim rahat etsin diye iyi koruyorlar bizde olsa bu kadar iyi koruyamazdık diyorum her seferinde aklıma geldiğinde. Açıkçası ülkemizin ve doğal güzelliklerinin kıymetini bilmiyoruz. Diskoların, gece kulüplerinin, alışveriş merkezlerinin kıymetini biliyoruz o ayrı. Her yeşilin olduğu yer gözümüze batabiliyor. Ne gerek var taşa, ağaca, vazoya diyebiliyoruz bazen. Hatta köy, kasaba gezilerinde; küçücük kasaba nasıl yaşıyor insanlar; burada AVM bile yok diyenlerimiz bile oluyordur. Tatilde kendinize bir iyilik yapın, denize de havuza da girin gece kulüplerinde de sabahlayın ama gittiğiniz yerin tarihi güzelliklerine de dokunun öyle gelin. Kısacası bilinçli tatilci olun.



x

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder