8 Temmuz 2014 Salı

EN BAŞARILI EĞİTİM NEREDE?


Çok tartışılan konudur en başarılı eğitim sistemi hangi ülkede nasıl uygulanıyor diye. Bir çok kişi Amerika’da der kimisi Avrupa’da der. Halbuki her ülkenin kendine ait bir eğitim sisteminin olduğunu söyleyebilmek mümkündür.
Eğitim sistemi ve eğitim süreçleri ülkelerin yaşayış, sosyo-ekonomik şartları hatta coğrafik özelliklerine göre de şekillenebilir. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programının (PISA) sonuçlarını araştırırken 2000 yılından beri uygulanan bu testin sonuçlarında en başarılı ülke hep Finlandiya çıkıyor. Testte, öğrencilerin, matematik, fen bilimleri ve okumayla ilgili sahip oldukları bilgi ve becerilerin ne kadarını hayata geçirebildikleri, sorunlarla karşılaştıklarında ne kadarını uygulayabildikleri ölçülüyor. Bunun yanında ilginç olan Finlandiya eğitim sisteminde sınav stresi yok, mukayese yok; dershaneler, özel hocalar yok. Eğitim saatleri çok kısa (ortalama günde dört saat) olmasına rağmen bütün öğrenciler eşit düzeyde başarılı. 
Konuyu biraz araştırdığımda Finlandiya’da okulun yada devletin belirlediği bir müfredat yok. Okullarda okutulacak kitapları öğretmenler kendileri seçiyor. Zorunlu temel eğitim boyunca herhangi bir sınav da yok. Öğrenciler, öğretmenin hazırladığı sorularla değerlendiriliyor. Öğretimin odağında tamamen öğrenme var. Genelde okullar ev ortamı gibi öğrencilerin kendilerini rahat ve huzurlu hissedebilecek şekilde dekore edilmiş. Yaşayarak öğrenme ,yaparak öğrenme de diyebiliriz bir bakıma. Öğrenciler istedikleri gibi sınıf içinde dolaşarak bilgi toplayabiliyor, arkadaşlarıyla iletişime geçebiliyor ve hatta yorulduklarında kanepeye uzanarak dinlenebiliyor. Derslere de bu kanepeden katılabiliyor.
Gelelim Finlandiya’da öğretmen olmak. Kolay değil. Hatta zor denilebilir. Liseden mezun olup öğretmen olmaya karar veren bir öğrenci üç aşamalı kabul testinde başarılı olmak zorunda. Birinci aşamada, kitap sınavıyla, bilgiyi araştırma, sentez yapabilme, eleştirel açıdan bilgiyi yorumlama, analiz etme yeteneği test ediliyor. İkinci aşamada, mülakat aşamasında, kişilik ve karakter yapısı bakımından öğretmenlik mesleğine uygun olup olmadığı analiz ediliyor. Son aşamada ise adaylardan örnek bir ders anlatması veya grup tartışmasını yönetmesi istenerek sosyal yönü, konuşma, sunum ve yönetim yetenekleri ölçülüyor. Bu aşamaların sonunda öğretmenlik için müracaat edenlerin ancak yüzde onu öğretmen yetiştirme programına kabul ediliyor. Öğretmenlik lisans programı boyunca, öğrencilerin her yıl birer ay uygulama okullarında ders anlatarak staj yapma zorunlulukları var. Stajları hem üniversitedeki öğretmenleri, hem de öğrenciler tarafından değerlendirmeye tabi. Staj değerlendirmesi mezuniyet yeterliliğinde çok önemli. Finlandiya’da öğretmen olabilmek için sadece lisans öğrenimi de yeterli değil. Öğretmen adayının seçeceği konuya göre tezli yüksek lisans derecesine sahip olması da zorunlu kılınıyor. Böylece araştırmacı ruhlu öğretmenlere sahip olunmuş oluyor.

Birçok ülkede öğretmenlik kutsal bir meslek olarak görünür. Öyledir de. Mühendisi de, doktoru da, cumhurbaşkanını da, hayatımızı kolaylaştıran icatları yapanları da yetiştiren onlar değil midir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder